12.08.2022 tarihinde Instagram’ da yayınlanmıştır.
Ah bu yuva kurma telaşlarımız…
Aradığımız yuvalarımız,
sığınaklarımız…
Ben bu şehre ilk elimde bir valizle geldim…
Yanımda babam vardı
Ceplerim boştu
Yüreğim hayallerle doluydu
Ceplerim dolmasa da
karnım belki doyar umuduyla
burs başvuruları yaptık babamla
kapı kapı dolanarak umut ve yorgunlukla…
Babam beni yurda bırakıp gittiğinde okulun yolunu bilmiyordum
Üniversiteye birlikte gidebileceğim kimseyi tanımıyordum
Öyle şimdiki gibi navigasyonlu telefonlar da yoktu.
En kötüsü de Çapaya gidecek diğer öğrencilerin peşine takılıp bir şekilde heyecanla okuluma gittiğimde geri nasıl döneceğimi bile bilmiyor olmamdı.
Heyecandan hiç yollara bakmayı akıl edememiştim.
Ve yollara ekmek parçaları atıp işaret bırakmayı da unutmuştum,
hayallerimin içinde olmamın sarhoşluğundan…
Birlikte gittiklerimin kim ve kaçıncı sınıfta olduğunu da bilmiyordum hiç.
Çapa tıp fakültesi ve Yedikule zindanları arasında günlerce kaybolurken bilmiyordum,
bu şehre kaybolmaya geldiğimi…
Ve bu şehirden gene ceplerim boş,
elimde bir valizle ama bu sefer yüreğim de bomboş ve hayallerim kararmış olarak, yapa yalnız gurbete atılacağımı da bilmiyordum öyle günlerce leyla gibi bu şehrin sokaklarında kaybolduğumda…
Gitmek en çok bana yakışıyormuş…
Gittim…
Gurbette acıdan sadece yolumu değil hisselerimi de kaybettiğimde anladım insanın ruhu da acıdan kaçarken kaybolabilirmiş…
Döndüm…
Elimde gene bir valiz
Ama bu sefer bir diploma ve iki çocukla…
Döndüm…
Umudu ve hayalleri o iki küçük çocuğun gözlerine emanet ederek…