27.09.2022 tarihinde Instagram’ da yayınlanmıştır.
Kafka’nın Dava kitabı gibi çok zorlanarak okudum.
Sanırım insanların dönüşebileceği o karanlık taraf beni hala çok korkutuyor.
Ve yüzleşmek yerine kaçmak istiyorum. Belki henüz insanlığın bu karanlık yönüyle tanışmayanlar “aman canım olur mu böyle şeyler, iyi kurgulanmış” deyip okuyup geçebilirler. Ama ben 1997-1998 yılları arasında insan denen varlığın nasıl kelime oyunları yapıp kendi kurgusuna kendi de inanıp zulmettiğini bizzat yıllarımla ödeyerek ve yüreğimde bir sızı olarak yaşayıp öğrendim.
Yıllar sonra ikna odaları Nur Serter’e söylendiğinde sanki her şeyi iyi niyetinden yapmış ta biz anlamamışız gibi aklımızla dalga geçerek “herkesin önünde açtırıp rencide mi etseydik?” diye konuşunca insan bir “acaba?” diyecek duruma geliyor.
Almanca ilk okuduğum kitaplardan biri olan “Der Spaziergang von Rostock nach Syrakus”ta Doğu Almanya gerçeğiyle ilk kez tanışmıştım. Her ne kadar çocukluğumdan televizyonlarda coşkuyla kutlanan duvarın yıkılış sahnelerini hala hatırlıyor olsam da yaşananlar hakkında çok bir bilgim yoktu.
Kimsenin kimseye güvenemediği, herkesin ispiyoncu ve ajan olabildiği, korku, kaygı, karamsarlık ve yokluğun hakim olduğu, herkesin dinlenip takip edildikleri zamanları, yaşayanlardan dinlemek, onların çalınan hayalleri, gelecekleri ve umutlarını okumak beni çok etkilemişti.
Kendi yaşadıklarıma Doğu Almanya’daki insanların yaşadıkları da eklenince insana dair inancım çok yıprandıysa da insanın bu karanlık tarafını hep unutmak ve silmek istedim zihnimden.
Yaşanan hiçbir şey unutulmasa ve kaçmak adına bir şekilde bastırılmaya zorlansa da, duygusu hep içimizde kalıp kendini hatırlatacak bir yerler buluyor mutlaka.
Bu sebeple hep duamdır Rabbimin onlara fırsat vermemesi.
Gücün, iktidarın ve hele hele onu kaybetme korkusunun insana neler yaptırabileceği, insanın kötülüğünün sınırının olmadığının görülebileceği durumlardandır maalesef.
Bugünlerde İran’da örtünmeye zorlanan kadınlarla birlikte üzülsek te dünyanın birçok bölgesinde savaşlar, zulümler, işkenceler, adaletsizlikler devam ederken insan kalmaya çalışmak en büyük erdem.
“Eğer amacın hayatta kalmak değil de, hiçbir yararı olmayacağını bile bile insan kalmaksa onları yendin demektir.”-Georg Orwell