11.09.2023 tarihinde Instagram’ da yayınlanmıştır.
Bunlar benim kıymetlilerim. Tahta bavulum, radyom ve daktilom. En kıymetlim sandığımın üstünde, her odaya girdiğimde selamlıyorlar beni. Radyoma her baktığımda odanın eşiğine oturmuş, elini başına koymuş, çağla yeşili gözleriyle uzaklara dalmış radyo dinleyen dedemi görüyorum. Bavul sır küpü gibi, sanki hatıraları göğsünü dağlamış da gücü susmaya yetmiş ihtiyar bir ermiş misali. Daktilom ise hala o evde bırakılışının yasında. Her şeyi alıp götürürlerken, onu o evde öylece bırakıp gitmelerine içerlemiş, yaralı, kırgın oturuyor öyle. Sandıktan ise şen kahkahalar yükseliyor, avluda koşan çocuklar misali, avutuyor o gönlü kırıklarımı.
Hatırası olan, hatırımızda kalan, yaşanmışlığı olan her ne olursa olsun ona bir gönlümüz kayar aslında bilinçsizce. Eski evlerin önünden geçerken de bir durup bakar ve düşünürüz neler yaşanmıştır burda diye.
Eskiler emektar derlermiş ve gönül verirlermiş eşyalarına bile. Eşyalar öyle kolay atılmaz, tamir edilirmiş. Dostlar da silinmez, gönül alınırmış. Sanmayalım ki tüketim çağı, sadece atılıp yenisi alınan eşyalarımıza sirayet etti. Gönüllerimize de derin etkileri var maalesef. Artık ilişkiler de kullan at modunda. İşimize yaradığı müddetçe insanlar hayatımızda ve her hatada silinip atılacak kadar değerleri var sadece. Oysa bir kahvenin bile kırk yıl hatırı vardı eskilerde.
Her ne kadar biz bu çağda artık bedensel tarafımıza daha çok yatırım yapmaya başladıysak da; insan, beden ve ruhtan oluşuyor. Hayat da aynı böyle. Hayatın yaşam olabilmesi için ona bir anlam, bir ruh yüklememiz lazım. Bunu ancak birlikte diğer insanlarla inşa edebiliriz. Erich Fromm “ hiçbir şey insanları( bireyselliklerini kısıtlamadan) ortak olarak paylaştıkları duygular kadar birleştiremez” diyor. Bunu da acısıyla tatlısıyla birlikte yaşanmışlıklarla sağlayabileceğimize vurgu yapıyor.
Bireysellikle ruhu çekilmiş, sadece tüketen robotlara dönen insanlar belki de yakın zamanda tamamen hayattan çekilip dünyayı robotlara bırakacaklar. Ve belki de robotlaşma sürecinin son insanlarıyızdır bizler. Ya da kim bilir, ruhsuz dünyaya doğru evrimi kendi ellerimizle biz başlatmışızdır. İnsan neslinin hatıra olarak geçmişte kalmaması için gelin birbirimizin hatırını bilelim!