04.02.2024 tarihinde Instagram’ da yayınlanmıştır.
İlkokul ikinci sınıfa kadar Suluova’daydık. Evimizin önündeki caddede bağıra çağıra kovalardık arkadaşlarla birbirimizi ve koş koş bitiremezdik o caddeyi. Yol kenarlarında akasya ağaçları vardı. Dallarına çıkar, çiçeğinden yer, kalan sapını göz kapağımıza takarak birbirimizi korkuturduk. Yıllar sonra babamla o sokağa gittiğimizde şok olmuştum. Benim arkadaşlarımla koş koş bitiremediğim, dağ gibi eğimli görünen cadde aslında nerdeyse düz, küçük bir sokakmış.
Uzunca bir zaman şaşırdım “nasıl olur?” diye. Şimdilerde daha iyi anlıyorum ki bizim hayatın kaydını tuttuğumuz, hayatı tanıdığımız o yaşlarda öğrendiğimiz veriler o yaşlar için uygun hayatta kalma savunmalarımızdı ama şimdi bu zamanda bu yaşta bizim için hala geçerli olmayabilirler ve güncellenmeleri gerekir. Zaten yetişkin olmak beynimizdeki verileri analiz etmek ve seçmekle ilgili bir kavram.
Bebek önce istediğini ağlayarak yaptırır. Yürümeye başladıkça ise kendi yapmaya başlar. Ama ayağı takılıp düştüğü bir anda her şey karışır. Çocuk olaya yüklediği anlama göre tepki verecektir.Ya ağlayıp yetişkini çağırarak ona yaptıracak, ya ayağa kalkıp tekrar deneyecek ya da vazgeçip geri dönecek. Burda mizaç, tecrübe ve etrafındaki yetişkinin tutumu çok önemli. Anne korkutarak öğreten bir anneyse çocuk vazgeçebilir.Bu çocuğun bebeklik zamanına geri dönüp aynı o zamanki gibi ağlayarak istemeyi seçmesi bir çeşit geri gitmesi çocuğun gelişiminin.
Yetişkin olduğumuzda da böyle bizi regresyona uğratan ayağımızın takıldığı olaylar olabiliyor.Bu olaylar negatif sistemik bir döngünün içine bizi sokabiliyorlar. Farkına varmadan o çocukluğumuzdan öğrendiğimiz otomatik davranışlarla tepki verebiliyoruz. Bunlar genelde abartılı oldukları ve bir yetişkine yakışmadıkları için dışarıdan bakan kişi tarafından biraz daha kolay anlaşılabilir. Abartılı her davranışın altında bir patoloji olma olasılığı yüksektir.
Aynı hamsterin o çarkın içinde dönmesi gibi bireyi alıp o çocukluğundaki otomatik döngüye götürür ve onu esir alır. Mesela zorla yemek yediren annesine gücü yetmeyen çocuğun o dönem kusarak tepki vermesi gibi yetişkinliğinde de zorlandığı zamanlarda kendini ifade edemeyip kusması bu tarz bir döngüye işaret edebilir. Bu o dönem o çocuk için gerekli bir savunmaydı ama artık yetişkinlikte geçerli değil ve bir format atmamız lazım. Bir yetişkin için bu bir zaafiyet. Bu sebeple aynı hamsteri o çarka koyduklarında dönmesi gibi bir döngünün içine hapsolduğumuzu hissettiğimiz yerde bir durup o çarktan atlamayı seçmek yetişkin olmanın gereği gibi. Geçmişteki yaşadıklarımızı ve onlardan öğrendiklerimizi değiştiremesek de onlara yüklediğimiz anlamı değiştirebilir bugüne göre güncelleyebiliriz.Bunun için de sorgulama, durup bakma ve o çarktan atlamaya cesaret etmek gerekir. Belki de zamanın linear olmaması da insanın bu geçmişe format atma ihtiyacındadır kim bilir🤔