19.06.2024 tarihinde Instagram’ da yayınlanmıştır.

Elinde olanı fark etmek, mutmain olmak demek. “Mutmain” nasıl da gönle huzur veren bir kelime. Mutluluk ise bize dayatılan bir put.Haz kelimesini kullanmak biraz tehlikeli, haz düşkünü olmak öyle hoş karşılanmayabiliyor. Kullanırsak eleştirilebiliriz. Böyle zamanlarda insanlara kendisine itaat ettirmek isteyen sahte tanrılar kelime oyunu yapıyorlar. Mutluluk diye bir kavram üretiyor ve insanlığın yeni hedefi yapıyor. Böylelikle kendi amaçlarına ulaşmaları daha kolay oluyor. Seviyoruz bazı kelimelerin büyüsüne kapılıp peşinden gitmeyi. Bize mutluluk vaat eden sahte tanrıların oyununa geliveriyoruz hemen toplu bir şekilde.
Oysa bahtiyar öyle bir kelime mi? Nasıl güzel yol gösterici bir kelime. Bahtiyar olan, halinden mutmain olan insan yaşadığının farkında oluyor. Ona ikram edilenlerle barışık oluyor. Elinde olanların farkında olan, yaşadığını fark ediyor. Diğerleri hedefe kilitlenmiş robotlar gibiler. Ağızlarında mutlu olmalıyım mottosuyla koşturup duruyorlar. Hayattan hızlı trenin içinden geçer gibi sönük bir şekilde hızla geçip gidiyorlar.
Kızım diyor ki “anne bir videoya denk geldim. Hayatta her şeyi olan bir kadın yabancı bir ülkede ötanazi ile hayatına son vermek istiyor. Neden bunu yapıyor anlayamıyorum. Alttaki yorumlar ise daha da korkunç. Ne çok ölmek isteyen var”
Bir filmden bir repliği hatırlattı bana sorusu.
“Hayatına son vermek istiyorsan bunun binbir çeşidi var. Neden kendini öldürmek istiyorsun? Burdan çıkıp bu hayatına son verip yeni bir hayat seçebilirsin” diyordu. Ne kadar doğru değil mi?
İradeyi kabul eden, kendine döndüren bir yaklaşım.
Kurban bayramı sebebiyle Afrika’da kesilen kurbanlar ve yapılan yardımlarla ilgili bir çok video da düştü önüme. İnsanlar hep mutlu. Yüzleri gülüyor. Önüne konan yemekten çok mutlu oluyor ve ağız dolusu coşkuyla nimeti karşılayıp tadını çıkararak yiyor. Kime nasip ki bu bizlerden.
Nasip o yemek mi yoksa o yemeği yerken o yaşanılan duygu mu? Sanki önümüze bir fincan kahve gibi hayat ikram edilmiş de biz sunuma, şekle takılıp kalmışız ve öyle mi olacak böyle mi olacak diye birbirimizi yiyoruz,öze odaklanan güzel insanlar kahveyi yudumlamanın tadını çıkarıyor gibi.
Ortada bir kahve var bence buyurun içelim gitsin…