24.06.2024 tarihinde Instagram’ da yayınlanmıştır.
Bir gün kaybolacak olsam bu sarı tarlaların içinde akşamın kızıl vaktinde esen rüzgarlarla kaybolmak isterim. Tutsun kollarımdan ve anın içine savursun beni isterim. Ruhum her bu anlara şahitlik ettiğinde bir dağılıp kayboluyorum önce. Sonra geri toparlanıyorum. Ama sadece ruhum değil bedenim de arzuluyor toprağı biliyorum. Sarı bozkırların toprağını özlüyor bedenim.
Bir gün beni sımsıkı saracak toprak ya dağ başında sarp kayaların üstünde bir ağaç gölgesinde olsun ya da böyle bozkırın ortasında olsun istiyorum. Orda kendimi kaybolmuş ve bulmuş hissediyorum. Oralardan ayrılırken gurbete düşüyor gönlüm. Bir özlemle yaşıyorum sonrasında. Gün batımlarını, o kızıl anları hatırlattığı için seviyorum. Ama sarı topraksız gün batımı eksik kalıyor gene de.
Bir birlik hali, tamlık hali değil mi gönlümüzün hep aradığı? Bütün çabalarımız, savrulmalarımız bunun için değil mi aslında? Bildiğimiz bir hakikatı arzuluyoruz sürekli. Arzu bizi sürükledikçe ordan oraya, daha bir uzaklaşıyoruz o içimizde dönüp bakmamız gereken yerden. O aslında bizle bizimle. Can damarımızdan yakınımızda.
Makro boyutta arardım çoğunlukla. Gözümün değdiği her yerde izlerini bulmak beni benden alırdı çoğunlukla. Bugünlerde mikro boyutta aramaya başladım. İçimdeki hücrelere bakıyorum. Hücrelerimle yaşadığım birlik halim de, bana Onu hatırlatıyor. İçimde baştan ayağa dolaşan bir kan hücresi aslında ben dediğim birliğin içinde. Ne yaparsa yapsın benden uzağa gidemiyor. Ona en yakın benim. Biz bir bütünüz onunla. İçimdeki düzen ve yakınlık, birlik beni dışımdaki düzen ve birliğe götürüyor. Onun tarafından kuşatıldığımı iliklerime kadar hissediyorum. Varlığını varlığımda görüyorum. Ona ait olmanın huzurunu tattığım anların içindeki bizi çok seviyorum.
Rabbim tut elimizden.
Aç gönlümüzü, zihnimizi.
Göster bütün kuşatıcılığını.
Sarıp sarmaladığın varlığımı idrakinle şereflendir.
Beni bana bırakma derdim hep. Şimdi biliyorum bırakmadığını.
Seni hakkıyla idraki nasip et gönüllerimize…