28.08.2022 tarihinde Instagram’ da yayınlanmıştır.
Bazı anlar var zihne oyuk oyuk kazınan,
yüreğe nakış nakış işlenen…
Ve nasıl olduğunu bilmeden, şimşek çakar gibi bir anda çakıp kendini ara ara sürekli hatırlatan…
Hiç unutulmayan, yok olmayacak olan…
Bazı kokular var sebebini aklınla bir şekilde bulsan da yüreğinle tam hatırlayamadığın…
Ama seni senden alıp götüren.
O kokunun aslını bir türlü bulamasan da benzerleriyle ara ara avunduğun kokular…
Buğday başağının odun ateşinde közlenirkenki kokusu gibi…
Yeniden dizilse o taşlar yere
Doldurulsa tenekelerin içi odunla
Toplansa buğday başakları
Yakılsa ateşler
Tütse dumanlar
Ve pişse ferikler
Gelir mi o zaman çocukluğum?
Babaannem sobasında çörek pişirse
Bahçeden geçen küçük çay suyunda közden kararmış ellerimizi yıkasak
Komşu damlara bakıp diğer çocukları arasak
Ağaçlara tırmansak
Ama o duman kokusu hep gelse arkadan
Ciğerlerimize dolsa dolsa dolsa
Yeter miydi ki bugünüme kadar daha çok çekebilseydim içime?
Ondan değil mi her elime aldığım peçeteleri tutuşturup dumanını koklayışım?
O dumanının içinde kayboluşum…
Gelir mi ki çocukluğum da o dumanlarla geri?
Ya hiç çocuk olamayanlar?
Ferah’ım gelir mi aklına bugün sen büyüdüğünde?
Ya bana verdiğin çiçeğin kokusu hatırlatır mı beni sana?
Sen ve abin benim yürek yangınımsınız.
Dindirebilir miyiz bu yangını göz yaşlarımızla, siz büyüdüğünüzde bugün yaptığımız gibi sarılıp ağlayarak ve bugünleri yad ederek hatırladığımızda?
Görür müyüm sizin büyümüş ve yollarınızı çizmiş hallerinizi?
Bugün bir çizik daha atıldı yüreğimin en çırpınan yerine…
Zihnimin en kuytu, en kimselerin girmediği, kilitli yerlerine kazındı o çiçeği bana uzatışın…
Neler neler açtın, nerelere dokundun bir bilseydin küçüğüm?
Ömrün uzun yolun açık olsun Ferahım…