02.09.2022 tarihinde Instagram’ da yayınlanmıştır.
Affetmek kelimesi çok tartışılır oldu
İyileşmek için affetmek şart mı gerçekten?
Canımızı yakan, bizde derin izler bırakanları öyle kolayca affedebilir miyiz?
Nasıl bir şey bu affetmek ve iyileşmek?
Mümkün mü canını yakanı bağışlamak?
Ve belki de canımızı hala yakmakta olanlar bağışlanabilir mi öyle kolayca?
Yaptıklarının cezasını çekmeyecek mi kimse?
Peki her şeye rağmen biz nasıl iyileşeceğiz?
İyileşmenin iki yolu var aslında.
Birincisi suçu işleyenin yaptığının farkına varıp pişmanlıkla özür dilemesi ve telafiye çalışması ki bu gerçek affetmek ve iyileşmek olurdu ama bu çoğu zaman mümkün değil
İkincisi ise yaralanan kişinin kendisini yaralayanı zihninden, kalbinden sökmesi ve onu bugününden uzak tutup önüne bakma tercihini yapabilmesi.
Bu aslında tam affetmek te değil.
Bir çeşit vazgeçmek, geride bırakmayı seçmek
Bunu tam tarif eden kavram eksik bence dilimizde
Ne kötülük yapan yaptığının farkında ne de biz o kötülüğe rağmen onu affetmek zorundayız
Ama önümüze bakıp kendimize sahip çıkmak zorundayız ki bu tercihe karar vermek, iyileşmek için en önemli adım
Eğer bu anne baba gibi vazgeçilmeyecek kişiler ise öncelikle o küçük yaralı çocuğun ihtiyaçlarını bugünkü halimizle bizim görüp sarıp sarmalamamız gerekecek
Yada koşulsuz sevgi ile karşımıza çıkan bir yakınımız bunu yapacak ki iyiki varlar
Sonra da artık o küçük savunmasız çocuk olmadığımızı görüp bizi yaralayan kişilerin ve o eski yaralarımızın karşısına bugünkü güçlü yetişkin halimizle, sınırlarımızla, güvenli mesafemizle çıkacağız.
Bu her zaman fiziksel uzaklık olmak zorunda da değil
Duygusal mesafe de önemli.
Her ne yaşadıysak yaşayalım bütün yaşadıklarımızın bugünkü bizi biz yapan değerler olduğunu bilip sahip çıkıp almamız gerekenleri alıp sarmamız gereken yaraları sarıp bizi yaralayanları geride bırakarak hep önümüze bakma, takılıp kalmama tercihini her düştüğümüzde kendimize hatırlatmamız lazım.
Bugünümüzü anlamak için mutlaka geriye ara ara bakacağız
Güneşin battığını görüp havanın neden karardığını anlayacağız ama önümüze de bakıp farlarımızı yakıp direksiyonu kimselere teslim etmeyeceğiz
Bu yol bizim ve sadece biz bu yolda en güzel şekilde gideriz
Herkes kendi yolunun kaptanı unutmamalıyız…