24.11.2022 tarihinde Instagram’ da yayınlanmıştır.
Bu dala her baktığımda içim acırdı. Bizim iş yerinin arka bahçesinde bu ağaç. Birgün komşu teyze meyve koparmak için dalı eğdi de kırılır dememize kalmadan çat diye kırarak meyvelerini almıştı. Bize de ikram etti ama sanki benim kolumu kırmış gibi üzüldüm ben, canım yandı. Meyveye durmuş ağaca yapılır mı hiç? Daha acıtmayan bir yol bulunabilirdi, toplamak için. Oysa amca yaşasaydı kıyamazdı hiç. O gözünden sakınarak sevgiyle büyüttü bütün ağaçlarını, çiçeklerini. Şahidiz biz. Rahmet olsun ona. Bahçesi sahipsiz ama şimdi…
Gelip giderken bakar selamlarım gene de yaralı ağacımı, halini hatırını sorarım hep. Bugün bana çok güzel bir sürpriz yaptı. Hala kurumadığına seviniyordum ara ara bakarak. Kırık dalı kurumadığı gibi çiçeklenmiş de. Hala tutan yerden beslenmeye devam etmiş demek ki. Tutunmuş hayata bir şekilde. Nasıl mutlu oldum. Dalın gövde ile küçük bir bağlantısı hayatta tutmuş onu.
İnsanlar için de böyle aslında. Ne kadar travmatik ve zor hayatlar yaşarlarsa yaşasınlar güvenli bağlandıkları, onları gören, duyan anlamaya çalışan tek bir insan varsa, tutunuyorlar onlar da bir şekilde hayata.
Bunları düşünürken de daha önce okuduğum Turgay Tanülkü’nün hayatı geldi aklıma. Açtım internetten bir kere daha okudum. Şifa gibi yüreğe dokunan güzel insanların varlığı. Acılarında debelenmeyip acılarını dönüştüren güzel yüreklerin varlığı. Bazen bir bakış, bir dokunuş, bir gülüş, bir selam veriş yetiriyor bir gönüle girmek için, gönüller inşa etmek için, bir insanın görüldüğünü farkedip hayata tutunması için…
Gülümsemenin sadaka olduğunu bilen esirgemeden sevenlere, gönüller inşa edenlere selam ile…