17.01.2023 tarihinde Instagram’ da yayınlanmıştır.
Bugün muayeneye torununu getirdi bir amca. Küçük torunu da hastaymış,o bulaştırmış.
”Küçük okulda altına kaçırmış. Derste gitmeleri yasakmış çünkü. O da tutamamış. Öğretmeni de söylememiş bize. Akşama kadar öyle durunca da üşümüş, hastalandı” dedi öfkeyle. Doktor olarak hastalığıyla ilgili bir şeyler söylememi istedi benden ama ben en çok onun incinen onuruna takıldım. İçim acıdı. Kırık kalbini sarıp sarmalamak istedim. Üstüne basa basa defalarca söyledim en temel, en doğal ihtiyaç diye.
En temel ihtiyacına bile saygı duymadan yetiştirmek, nasıl yaralar açar bir çocukta hiç düşünmüyoruz.
En temel ihtiyacı görmezden gelinip darda konmuş, sonrasında da herkesin içinde öyle ıslak ve kokarak beklemek zorunda kalmış bir çocuğu nasıl iyileştiririz hiç düşünmüyoruz.
Böyle bir çocuk kendini ve başkalarını görmeyi nasıl öğrenir hiç düşünmüyoruz…
Geçenlerde öğretmenlerinin rahatsız olması üzerine dersleri boş geçiyor diye kızım kendisini almamı istedi ve öğretmeninden izin almak için yanına gitti. “ annemin aramasına gerek var mı?” diye öğretmenine soran kızıma “her şeye arayan anneleriniz bir zahmet arasın” demiş öğretmeni. Bu konu bir çocuğa neden bu şekilde anlatılır aklım almadı. Aramadım, yanına konuşmaya gittim. Selam verdim, tanıştım. İşleyişle ilgili bazı konulara hakim olamadığımızı, kendisini gereksiz rahatsız etmek istemediğimizi söyleyerek anlayışına teşekkür ettim.
Kızım iki gün üzüldü. Yanlış ne yaptım, niye bana böyle davrandı diye anlamaya çalıştı.
İkili ilişkilerimizde sıkıntı var. Hele bu alt üst ilişkisine dönünce karmakarışık oluyor.
Kızlar küçükken hep derlerdi, “yetişkinler yetişkinlerin yanında neden değişik davranıyor” diye. Onların en azından bu dikkatleri ve saygısızlıkları yadırgamaları beni mutlu ediyordu o zamanlar. Normal olmadığını öğrenmişler en azından. Keşke hiç maruz kalmasalar ama onu maalesef sağlayamıyorum. Gücü yetince masum çocuğa bile saygısız, merhametsiz davranan ahlaktan Allah’a sığınırım. Ahlak üstümüze tavrımızda değil, tam tersinde belli oluyor. Dilimizi değiştirmemiz lazım. Saygıyı bütün canlıların hak ettiğini artık amasız bir idrak etmemiz lazım. Bunu çocuklarımıza borçluyuz…
(2. Fotoğraf Ayşegül genç/ kalbin arka odası)