20.01.2023 tarihinde Instagram’ da yayınlanmıştır.
Öyle uzun zamandır benimle ki öncesi yok gibi. Teyzemin oğlu Murat vermişti. Köyde anneannemlerdeydik. Ben tahmini 10-11 yaşlarındaydım. O da benden 5 yaş kadar küçüktü. Küçük kardeşimle yaşıttı. Onlarla köyde görüşebildiğimiz nadir bir iki anıdan biri. Babalarımız küs olduğu için yıllarca görüşemedik. Anneannemlere giderken teyzemlerin köyünün içinden geçtiğimizden, belki onlardan birini görür el sallarız diye dolmuşta cama yapışırdık yaklaşınca. Ama rastlaşamazdık pek. Bu hiç aklımdan çıkmayan nadir bir iki görüşmede ise onunla aramızda çok güzel bir bağ olmuştu. Ah keşke zihnim bana oyun oynamasa da her anını hatırlasam. Çok konuşmadık, çok oynamadık birlikte ama ben onun gözlerinden beni sevdiğini bilirdim. Bütün kuzenler toplanmış oturuyorduk. Ayrıntıyı hatırlamıyorum. Bu kolyeyi birimize vereceğini hatırlıyorum. Ben bana vereceğinden öyle emindim ki. O günden beri de saklıyorum. Çocukluğumda hep benimleydi. Benimle İstanbul’a, Almanya’ya sonra gene İstanbul’a geldi. Benimle kaç zaman ve kaç ev gezdi…
Hep en kıymetlim olarak sakladım onu. Gene bir keresinde kuzenler kollarımızı açtık, Murat hangimizi seçecek diye bekledik. Ben biliyordum bana geleceğini. Aramızda söze ihtiyaç duyulmayan gözlerle ve gönülle olan bir iletişim vardı. Çok severdim onu çok. Onda olan o mazlum bakışı kimde görsem içim yanar kavrulur. Kızılırmak onu aramızdan aldığında daha çok küçüktü. Yıllarca inanmadım öldüğüne. Kabul etmedi kalbim hiç. Keşke her detayını hatırlasam onlu günlerin. Sadece onun bana o bakışı ve sevgisini bilmenin eminliği var yüreğimin en derininde ondan bana en güzel hatıra olarak.
Şimdi bu gece yarısı onu aklıma düşüren, varlığını hissettiren, özleten, bu kolyeyi aratıp bulduran sevginin, bana zamanla, mekanla, akılla ilgisi olduğunu kim söyleyebilir…
Sevmek sonsuzluk ülkesinin en güzel emaneti yüreğe
Bu alemin kelimelerinin yetemediği
Zamanının sınırlandıramadığı
Ucu bucağı, yeri yurdu, dili olmayan
sözsüz, zamansız, mekânsız ilahi bir emanet…
O sırlar ülkesinde işlenmiş nakış gönle
gözlerin vakti gelince hemen tanıdığı
zihnin o ilk anda anladığı
gönlün her dem hatırladığı
sökülmez, silinmez, unutulmaz ilahi bir nakış…
ezelsiz, ebedsiz ufka yürür gibi bir emin oluş…