09.12.2023 tarihinde Instagram’ da yayınlanmıştır.
Yâ Râb, bu uğursuz gecenin yok mu sabâhı?
Mahşerde mi bîçârelerin, yoksa felâhı! ( Mehmet Akif Ersoy)
Öyle bir geceye uyandık ki sanki bir daha hiç sabahımız olmayacak gibi karardı dünyamız.
Öyle bir sarsıldı ki bildiklerimiz sanki bir daha hiç doğrulamayacak gibi kaydı ayaklarımız.
Öyle bir ezildi ki yüreğimiz sanki bir daha hiç nefes alamayacak gibi boğuldu gönüllerimiz.
Ve öyle bir üşüdük ki…
Yaşamaktan utandık, utanıyoruz…
Çaresizlikten kıvrandık, kıvranıyoruz…
Nefes alamıyoruz…
Yiyemiyoruz…
Uyuyamıyoruz…
Sadece çaresizce utanıyoruz…
Acının bin bir türlüsünü öyle kısacık bir zamanda yaşadık ki dağıldık kaybolduk…
Derin acılar dilsiz olurmuş…
Sadece susmaya ve duaya yetti gücüm. Gücümün sınırlarını gördüm ve çaresizce çırpındım…
Zülfü yare dokunmaktan Allah’a sığınarak sustu dilim, yüreğim feryat ederken…
Allahım affet…
Bir can havliyle umuda tutunmaya çabaladım sonra.
Gözüm kulağım ekranlarda, mesajlarda oldu. Çıkan her çocukla yeşertmek isterken umutları, dönüp çocuklarıma sarılamadım. O bölgeden haber aldığım dostlarım dışında kimseyle, eşimle bile konuşamadım. Hep utandım hala yaşıyor olmaktan…
Çocuklar hep korkarak yüzüme baktı, bir açıklama, bir umut bekledi.
Utandım yapamadım…
Sonra onca acıya rağmen var güçleriyle çalışanların umuduna güvendim
Azerbaycan’dan yola çıkan yorganlara sarındım
Şehidinin kıyafetini gönderen ananın yüreğine sığındım
O çocuğun avucunun içinde tuttuğu kuşa tutundum ve yarıya inen bayrağımı kaldırmaya niyet ettim…
Ölenlerin şehadetine, kalanların dualarına sığınıp gücümün yettikleriyle avundum.
Sonra konuştum çocuklarla ve uzunca bir zaman sarılarak durduk öylece.
Yaşananları yaşanacakları konuştuk.
Canımız yanıyor çok yanıyor. Daha çok ta yanacak biliyoruz. Ama yapacak çok işimiz var. Gidenlere ve kalan emanetlerine borcumuz var birlikte inşa edecek bir yolumuz var…
bir bardak su içsem şimdi
yaralarımdan dökülür
gün ki yıkımlar günüdür
boştur ne söylesem şimdi
(Cemal Süreya)