27.05.2023 tarihinde Instagram’ da yayınlanmıştır.
Hayatlarındaki anlam arayışlarını iki farklı yolla bulmaya çalışan iki farklı karakterin yollarının kesişmesiyle başlayan roman, bu arayışı insanın beden, ruh ve zihinden oluşan bütününün hangi parçasıyla yapmaya çalıştığı ve aslında insana bir bütün olarak her bir parçalarıyla birlikte bakınca ancak bu arayışın anlam kazanacağını bana hissettirdiği için bende iz bırakacak bir kitap oldu zorba
Yanlış yaşanan geçmiş tecrübelerin tam tersi yönde evrilmesiyle oluşan modern zamanlar bize sadece akıl, zihin süzgecinin kabul edebileceği bilimsel verileri dayatsa da bizler çok yönlü canlılar olarak ruh dünyamızın da yeniden farkına varma ihtiyacını ve eksikliğini yoğun hissetmeye başladığımız postmodern zamanlardayız.
Kitapta anlatıcı, hayatı kitaplar üzerinden anlamaya çalışırken zorba ise hayatı yaşadıkları ve hissettikleri üzerinden anlamlandırmaya çalışır.Bu iki ucun bir çeşit çatışması denebilir kitaba.
Kadim öğretiler ruhu öncelerken, modern öğretiler aklı önceler. Zamanımızda ise bu çatışmalar devam ederken yeniden kadim öğretiler raflardan indirilip anlamaya ve kalbin aklın kabul edebilecekleri yeniden alınmaya başlandı.
Tıpki fil örneğinde olduğu gibi insan hep farklı yerlerinden tutularak kiminin fili kulağı üzerinden kiminin kuyruğu, kiminin bacağı gibi tek yönlü tarif etmeye çalışması gibi insanı da tek yönlü anlamaya çalışmak ve bu tek yönlü insan fikrinden dünyayı anlamaya çalışmak ta eksik kalıyor.
1883te Girit’te doğan yazarın Girit’te geçen bu hikayesinin bir kaç farklı kişiden yorumunu dinlesem de kimsenin değinmediğini fark ettiğim benim için önemli olan bir diğer kısmı ise Zorbanın değişimi üzerinde önemli izleri olan müslüman Türklerin sözleri. Üzerinde uzun uzun tartışılacak konular olsa da bizim köklü, derin kadim öğretilerimizin üzerine katarak geliştirmek yerine onları reddedip kaybolmuş bir şekilde yeni arayışlara girerek kendimizi arama çabamızın, bizleri ne kadar yorduğunu da yüreğimden hissettim.
Hal böyle olunca da ve bazı farkındalıklar için yıllarımı vermem gerekince, insan bütün bu maruz kaldığı eğitim sistemini baştan bir sorgulama ihtiyacı hissediyor.
Velhasıl-ı kelam kalp zihin beden dengesiyle kendimize bakabilmek dileğiyle…