30.10.2023 tarihinde Instagram’ da yayınlanmıştır.
Geçen hafta her sabah boğazım düğüm düğüm bir acıyla uyandım. Önce bir hatırlamadım, uyuşmuştu bütün bedenim. Sonra kalbime saplanan bir acıyla aklıma geldi bütün yaşananlar. Gözyaşlarımı silip çocuklara seslendim. Bir telaşla hazırlanıp çıktık evden. Yolda genleşerek güne başlayan kedileri gördüm, gülümsemek istedim, canım acıdı. Camı açtım, sonbahar rüzgarını içime çekecek gibi oldum, sonra utandım nefesim kesildi. Göğe kanat çırpan kuşları hep bir severim. Heyecanla onlara doğru bakacak gibi oldum, göğü karartan bombalar düştü aklıma, boynumu büktüm. İnsanlar gördüm telaşla işe giden, çocuklar gördüm annelerinin ellerinden tutmuş, bir yandan okula giden, bir yandan da uyanmaya çalışan. Dualar ettim ömürleri uzun, bahtları açık olsun diye. Ama gene utandım duamdan, bütün çocuklara yetmiyor diye. Sustum. Sadece susmaya mı yeter bir insanın gücü diye aciziyetimden boğulacak gibi oldum.
Hani diyorum daha dün hayvan haklarını konuşuyorduk kurban bayramında. Haksız yere öldürülen Mahsa Amini’yi konuşuyorduk bütün ezilen kadınlar adına. Hala onun için eylemler yapılıyor dünyanın dört bir yanında. Yapılmalı da. Ölmemeli hiç bir kadın, hiç bir çocuk haksız yere. Ben de belki çocuklarla ilgili çalışmalar yaparım diye hayaller kuruyordum. Ne oldu dünyaya da şimdi hepsi sustu. Yalan mısın gerçekten dünya? İki yüzlü müsün insanoğlu?
Bülent parlak çınladı kulaklarımda; “”anlatsam
yarısında izin alıp gideceğiniz bir hikayedir burası
burası dünya
bizi nasıl kırdıysa öyle de gönlümüzü almamayı bildiği yerdir”
Sonra yol kenarındaki şanlı bayrağıma takıldı gözüm. Her gördüğümde heyecanlandırır beni onun gökte dalgalanışı. O dalgalandıkça bilirim umut da var olacak. Sonra dedim bir Musa yetecek onca acıyı dindirmeye ve binlerce Musa yetişiyor bu topraklarda zalime inat. İstiklal marşım döküldü dudaklarımdan;
Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilal dedim gür sesle.
Aklıma hz Zeynep geldi sonra. Hz Hüseyin’in payına Kerbela’da şehadet düşerken, Hz Zeynep’in de payına yaşamak ve anlatmak düşmüştü o zulmü.
Üzerimizde ağır bir yaşamak suçuyla belki biz de anlatırız;onurlu bir yaşam ve ölümün, bütün zalimliklerden kutsal olduğunu, kör, sağır, dilsiz dünyaya daha nice yüzyıllarda…