29.01.2024 tarihinde Instagram’ da yayınlanmıştır.
Anadolu öğretmen lisesi çıkışlıyım. Meslek dersi öğretmenimiz dersine önem veren ve dersini ciddiye almamızı isteyen bir öğretmendi. Ama biz üniversiteye hazırlandığımızdan kendimizce o dersleri sınav hazırlığı için fırsat sanırdık. Bu duruma kızan öğretmenimiz derslerde sıralara “ eeeeet” diye vurarak gezerdi. Bir irkilir sonra kaldığımız yerden devam ederdik. Bir külyutmaz hoca olmasa da hızlıca döner kontrol ederdi masanın altında ne yapıyoruz diye. Ne zaman evet diyecek olsam yüzümde hafif bir gülümseme ile “eeeeeet” de derim. Evet benim hafızamda eeeet ile birlikte kodlu.
Pandemi döneminde de 65 yaş üstü bir amcamız vardı. Sokağa çıkması yasak da olsa çenesinin altında maskesiyle hep gezerdi, görürdük sokakta. Hiç yasağı dinlemedi. Her yer de kapalı olunca, soluğu hep bizde alırdı. “ Amca yapma, etme” desek de iki günde bir gelir bizim söylediklerimize kızar” kannım ağrıyor kannım” derdi. Pandemi bitti amca hala kannım ağrıyor diyerek gelince sağolsun arkadaşlar randevularını almış, kimsesi yok diye araçla hastaneye de götürmüşler ama kolonoskopi için yapması gerekenleri yapmayınca işlem yapılamamış geri getirmişler. İlgilenen kimsesi de yoktu. Elinde baston beli bükük “ kannım ağrıyor” derdi hep. Hastaneye gitmeye bir daha ikna olmadı da sonra. Ne zaman karnım ağrısa amca aklıma gelir. “Kannım ağrıyor kannım” da derim bir.
Bu sözler benimle ilgili değil de başkasının kodları gibi olunca onlara uzaktan bakmak ve sahiplenmemek kolay oluyor. Ama bunun gibi doğduğumuz andan beri duyduğumuz kendimizle ilgili bir çok söz ya da bizim yaşadıklarımıza yüklediğimiz anlamla oluşturduğumuz kendilik kodlarımız var. Bunlara hiç geri dönüp bakmayı akıl etmeyiz. “ Ben tembelim, huysuzum, neşeliyim, becerikliyim, meraklıyım” gibi onlarca yargı var kendimizle ilgili. Bir olay yaşadığımızda zihnimizde hemen bir ses o olayla ilgili kendimiz hakkındaki yargımızı fısıldıyor bize. Biz de dünyayı tanımlamalar üzerinden öğrendiğimiz için kendimizi bu kalıplarla tanımlamayı çok seviyoruz. Aslında o sesler bize şimdiye kadarki tepkilerimizi fısıldamaktan fazlası değiller. Biz bu tepkiler değiliz. Biz hepsinin çok daha ötesiyiz. Bunu merak edenler için güzel bir kitap tavsiyedir