27.02.2024 tarihinde Instagram’ da yayınlanmıştır.
Zamanı hep anlamaya çalışmışımdır. Ama bir türlü içinden çıkamamıştım şimdiye kadar. Sonra duydum ki ben zamanın esiri değilmişim. Evet bir ben varmışım ama bu benin tanımları içinde zaman yokmuş. Bir insan olmak varmış bir de ben varmışım. Ben deyince zamanın ve mekanın anlamı olmuyormuş. Ben duygularımın, düşüncelerimin, bütün sıfatlarımın ve yaşadıklarımın üstünde bir üst bakışken, aslında zamandan ve mekandan da bağımsızmışım. Ben sadece şimdi burda olanmışım. Aynı olayları yaşayıp, aynı mekanları görsem de zaman sanki bir tekrar gibi gelse de ben her saniye yeni benmişim. Ve zaten her şey tam da olması gerektiği gibi olması gerektiği zamanda oluyormuş. Bir şeylere geç kalmak, erken başlamak yokmuş. Çünkü ben zamanın içinde değilmişim. Evet bir ömrüm varmış ve bu ömüre de zaman denen bir elbise biçmişler ama ben o zamana mahkum değilmişim. Aynı şeyi milyon defa okusan, bir milyon defa daha duysan da anlaman için o an gerekiyormuş. Ama bu an ne erken ne de geç kalıyormuş. Tam olması gerektiği anı bekliyormuş. Hani o minik kalbin ilk atması gerektiği o minicik anı bildiği ve beklediği gibi. O aynı çiçeğin dallarından birinin solmaya başlayıp diğerinin filiz vereceği anı bilmesi gibi. İnsansa bu akışdaki bir yolcuymuş sadece. Ve gene o insan aynı nehirde iki defa yüzemezmiş. Nehre ikinci defa girse de giren artık aynı kişi değilmiş. Sürekli bir olma hali varmış. Sürekli olan her şeyle birlikte bir süreklilikte yeni yeniden olma hali. Bir hiçlikle sonsuzluk arasındaki bir hal. Blaise Pascal’ın dediği gibi “ insan, içinden belirdiği hiçliği ve onu yutmuş sonsuzluğu anlamakta aynı ölçüde beceriksiz” miş. Ya da en güzelini Ahmet Hamdi Tanpınar söylemiş;
Ne içindeyim zamanın,
Ne de büsbütün dışında;
Yekpare, geniş bir ânın
Parçalanmaz akışında.
Bir garip rüya rengiyle
Uyuşmuş gibi her şekil
Rüzgârda uçan tüy bile
Benim gibi hafif değil.
Başım sükûtu öğüten
Uçsuz, bucaksız değirmen;
İçim muradına ermiş
Abasız, postsuz bir derviş;
Kökü bende bir sarmaşık
Olmuş dünya sezmekteyim.
Mavi, masmavi bir ışık
Ortasında yüzmekteyim.
Ve her şey nasipse ki öyle, düşünebilmek, hissedebilmek, anlayabilmek en güzel nasiplermiş ve zamandan münezzehlermiş. Ruhum da bunun şahidiymiş