01.05.2024 tarihinde Instagram’ da yayınlanmıştır.
Çocukken bando takımında, folklor ekibinde ve bilimum aktivitelerde olmayı çok severdim. Hatta yakın arkadaşlarımın da katılması için uğraşırdım. Hafta sonu onları toplayıp prova yapmaya zorladığım bile olurdu. Dergi mi çıkacak, yıl sonu gösterisi mi var ben koşa koşa katılırdım. Resim sergisinde de olurdu mutlaka resimlerim. Beden öğretmenim sen ne biçim sayısalcısın demişti bir defasında. Doktor olmak çocukları iyileştirme sevdamdandı başta ama büyüdükçe onların hasta olmasıyla baş edemediğimi fark ettim. Ben ne tam sayısalcı ne de tam sözelci olabildim. Sayısal derslerini seven sözel dersleriyle hiç baş edemeyen ama ruhu sözel dünyasında gezinen bir öğrenciydim hep. Hala da öyleyim. Hekimlik mesleğim olsa da amatör okur karalarım🙃 içimdeki tezatları yıllarca uğraşıp anlamlandıramasam da artık anlamakla uğraşmak yerine tadını çıkarmayı seçiyorum. Arada müziği açıp kendi kendime mırıldanarak dans ettiğimde fark ettiğim dilimin o eski nağmeleri mırıldandığı ve ayaklarımın o dönemki folklorde öğrendiği hareketleri yaptığı. Bunlar çoğunlukla otomatik bilinç dışıyla oluyor. Beden kayıt tutuyor. Biz unuttuğumuzu sansak da bilinç dışında ve bedende bunlar kayıt ediliyor. Ve bizim çözümleyemediğimiz bir çok sorun farklı farklı kendini hatırlatıyor. Bu bazen rüyalarla oluyor bazen de psikosomatik hastalıklarla. Yaşadığım bölge sebebiyle o kadar çok çözümlenememiş çocukluk travmaları, ebeveyn sorunları, kadına ve çocuğa şiddet hikayesi ve toplumsal çözümlenememiş öğreti sorunlarıyla karşılaşıp bunların uzun dönem etkilerini gözlemlemek zorunda kalıyorum ki. Hatta bu aralar bu konularda dinlediğim ve bir şeyler yapamadığım için omuzlarımdaki yükler belimi bükmeye başladı. Ufak dokunuşlar bir gün domino etkisi yapar mı bilmiyorum. Bildik cehennemin bilinmeyen cennete göre daha tanıdık ve en azından nasıl baş edileceğinin bilinmesinden ve değişimin emek ve çokça göz yaşı gerektirmesinden dolayı zor olması bizi tanıdık cehennemimize hapsediyor çoğunlukla. Ama o köprüyü geçmeye bir cesaret edebilsek sonrası daha aydınlık.
Bazen iyileşme süreci uzun diye söylenen hastalarıma dediğim gibi keşke bir sihirli değneğim olsa. Ve keşke dokununca herkes kendine dönebilse. Sevgiyle