23.05.2024 tarihinde Instagram’ da yayınlanmıştır.
Geçen düşündüm de belki de gören insan görme engellilerden daha şanssızdır. Yani şu sanal gözlükler falan var ya takınca başka bir yerde olduğunu sanıyorsun. Zihninle inanıyor, duygularınla hissediyorsun, hatta bazen düşmekten korkup tutunmaya çalışıyorsun. Yani bizim günlük hayatta ben dediğimiz varlıkla( duygu, düşünce, davranış) yaptığımız her şeyi yapıyoruz ama gözlüksüz halimizle baktığımız gerçekliğe uymadığı için gerçek değil diyoruz. Belki gözlerimiz de o gözlükler benzeri bir görev üstlenmişlerdir ve bizim hakikati görmemize engellerdir. Belki biz bu gördüğümüz ve gerçek sandığımız dünyanın içinde o gözler, o kulaklar yüzünden bu dünyanın esiri olmuşuzdur, olamaz mı?
Neden eskiler yalan dünya demiş ki? Sadece öleceğimiz için mi? Yoksa yaşadığımızı sandığımız her şey yalan olduğu için mi? Belki de gerçekten platonun mağarasındayızdır olamaz mı? Ya da bir rüyanın içindeyizdir de bir gün uyanacağızdır.
Ya da uzaydan baktığımızda küçük bir top gibi olan dünya; evrende, aynı dünyadaki değersiz bir taş gibidir de biz ondaki görünmez değersiz küçük canlılarızdır. Ya da bedenimizdeki milyonlarca görünmez küçücük hücreler de kendi içlerinde bir alemde yaşıyorlardır da bir bütün olduklarını ve dışarıda başka bir dünyanın olduğunu bilmiyorlardır olamaz mı? Biz nasıl emin olabiliyoruz ki zaten?
Düşünsenenize para diye bir kavram yokken önce onu uydurup sonra ona anlam yükleyip insanlığın başına da bu inanışlarla, insanlık sarmadı mı parayı? Acaba başka hangi inanışları sardık başımıza da esiri olduk sonra onların ?
Şimdi bana yönünü güneşe çevirmiş bu bitki için kim hareketsiz diyebilir? Onun hareket hızı ve zaman algısı bana uymuyor diye kendimden yola çıkarak ona bakmam ne kadar doğru? Zaten dünyadaki bütün yanılgılar kendimizden, zamanımızdan ve mekanımızdan yaptığımız değişmez yargılardan değil mi? Oysa dünya ve insan sürekli değişmekte değil mi? Yargılarımızı sürdürme inadımız neden? Daha mı sıkı tutunuyoruz o zaman dünyaya? Atmayacak mı o zaman dünya bizi üzerinden? Var mı kalabilmenin yolu? Ya da oldu mu gidenlerden dönen? Var mı bir çıkış yolu benim bilmediğim?
Düşünen, sorgulayan, gönlü, zihni açık, kendi yargılarını yıkabilen insanlara selam olsun…