02.08.2021 tarihinde Instagram’ da yayınlanmıştır.
İnsanoğlu doğduğunda ilk olarak teklik duygusuyla başetmeye çalışır ve kaygıyla ağlar. Bütün bebeklerin kavrama ve tutunma refleksi vardır. Eğer annesinden yeterince sevgi ve yakınlık bulursa, o birlik ve birliğin verdiği tamlık duygusuyla huzur bulur. Ömrünün geri kalanında da o tamlığı tekrar bulabilmek için her yerde, herkeste sevgi arar durur. İçinde hep bir boşluk, açlık, doyumsuzluk olur. Yeniden tam olabilmek için önce kendisini tam olarak anlayıp, tanıması gerektiğini bilmez. Kendini bulmadan da aradığın, bulduğunu sandığın bütün duygular hep eksik olur. Çünkü o bulduğumuzu sandığımız sevgiler değildir içimizdeki boşluğu dolduracak olan. Bizim kendimizi bulmamız ve kendimizde dünyanın özünü bulmamız gerekir. Aslında o bizim kendi boşluğumuz ve dışarıdan hiçbir şey onu dolduramaz. Hem biricik olduğumuzu hem de bir birliğin parçası olduğumuzu ve böylece aslında bir bütün olduğumuzu anladığımızda, bu birliğin bizim payımıza düşen kısmında, bize sunulan bütün sevgilerin bize sadece eşlik edip renk kattığını fark ettiğimiz de huzuru bulmaya başlayabiliriz. İnsanoğlu kendini gerçekten tanıyıp sevince, bütün sevgileri de alıp kabul edebiliyor yüreğiyle. Bazen insanın önce kendisinin kaybolduğunu kabul etmesi ve sonra kendisini bulup, sevip sarması gerekiyor. Sonra da gerçek manada başkalarını sevebiliyor ve kendisine sunulan sevgileri kabul edebiliyor…