25.11.2022 tarihinde Instagram’ da yayınlanmıştır.
Gene bir yaz tatili olmuş ve biz anneannemlerin köye ziyarete gitmişiz. Ambarın merdivenlerine oturmuş oyun oynuyorum ve birden çok şiddetli bir gürültüyle sarsıldık. “Ne oldu?” diyerek hepimiz korkuyla sağa sola bakıyoruz. Çocukların hepsi bağrışıyor. Dayımlar geldi, ortalığı kontrol etti ve mutfaktaki küçük tüpün patladığını söylediler. Allahtan kimseye bir şey olmamıştı. Bu korkunun, ortalıktaki telaşın arasında bir şey benim çok dikkatimi çekmişti. Büyükler toplanmış Sultan ablamın nasıl olduğuyla ilgileniyordu. Ben anlamıyordum. Onca çocuk varken neden sadece onun ağlaması, korkması önemliydi?
Çocukken bilinç dışımla öğrenmişim ki çocukların ağlaması, şikayetleri, duyguları önemsenmez büyükler tarafından ve hatta onları çok sinirlendirir böyle şeyler.
Dikkatle olayları izlemeye devam ettim ve konuşulanları dinledim.
”Ne derdik ona bir şey olsaydı?”
“Nasıl söylerdik nişanlısına?” diye dertlenmiş büyükler.
O zaman anladım ki bu ilgilerinin sebebi de gene kendi hesaplarıydı. Nişanlı kız emanetti artık ve emanete bir şey olursa nasıl açıklarlardı. Çocuk korkmuş korkmamış önemli değildi. Çocuk susup kenara çekilmeliydi zaten.
Ama bir de benim gibi duygusal, hayalperest, meraklı bir çocuksanız her yaptığınızdan sonra sürekli kulağınıza büyüklerin “ya bir dur, gene mi, off bir saçmalama” sesleri gelir ve siz olaylara her verdiğiniz tepkiden sonra bir utanma hissedersiniz içten içe.
Kim ne der, nasıl bakar, nasıl düşünür diye düşünmeden kendimizce yaşamayı öğrenmek zaman alıyor bizde
Biz kendimize bakmayı, kendimiz olmayı geç öğrendik. Çünkü buna izin verilmeden büyüdük biz.
Büyük kızımın yeni doğduğu zamanlar. Bana dediler ki sakın aynaya baktırma dilsiz olur. Bir bocaladım başta ama sonra aynaya bakarak şarkılar söyledik kızımla. Bak bu senin bedenin dedim ona. Ve ruhunu da böyle görebilmesi, kendisi olabilmesi, üzerindeki yersiz bütün baskıları atabilmesini istedim hep. Yoksa çok zaman kaybediyor insan kendisini ararken.
Cebinde ayna taşımayı tavsiye eden peygamberin aynadan korkan ümmeti olduk biz…
Birilerine saçma gelecek diye ertelediklerimi yeni yeni yapmaya başladım.
Kulağımda “yahu bu ne saçma iğde sevdasıymış” sesi ile diktim çekirdeklerimi ve başladılar bile filiz vermeye…