10.0.2022 tarihinde Instagram’ da yayınlanmıştır.
İnsan öyle gizemli, sırlarla dolu bir varlık ki; kendi gizemini kendi bile anlamaz çoğu zaman. Anlamaktan da korkar ve kaçar bile kendinden. Bilmez neyi neden yaptığını. Ama karşısındakini çok kolay yaftalar. Kendini bilemeyen, bilmeye de uğraşmayan insanoğlu karşısındaki hakkında ahkam kesmekten hiç çekinmeyecek kadar da cahildir…
Çocuktum anlamazdım babaannemin yiyecek sakladığı kilitli dolabının sebebini. Bizden esirgediklerine kırılırdım.
Ve o anahtar hep bir sırlar dünyasının anahtarı oldu benim için. Şimdi o günleri hatırlarken bile acaba ne oldu o anahtara diye merak ettim. Dolabı kilitler o anahtarı cebine koyardı. Acaba en son gene cebinde miydi? Yoksa o telaşla dolabın üstünde mi unuttu? Yada hastane ve sonrasındaki süreçte ne olduğu anlaşılamadı ve arada kayboldu mu? Ne oldu bizim o kıymetli anahtara acaba?
Dedemin biriktirdiğini sandığımız paralarını sakladığı yada gömmüş olabileceği yer de bizim kuzenlerle aramızdaki hararetli muhabbetlerdendi.
Çok ağır yokluk yaşamış büyüklerimizin bu biriktirme ve saklama telaşı bize çok garip gelirdi o zamanlar.
Almanya’da ikinci dünya savaşında devletin bankadaki paralarına el koymasından dolayı, biriktirdiklerini onca zaman sonra bile hala bankaya güvenemeyip el çantasıyla yanlarında taşıyanlara içimden “ya o zamanlar geride kaldı” demek nasıl da anlamamakmış yaşadıklarını, çok yıllar sonra anladım.
Cüneyt Arkın’ın yokluk yaşadığı yılları anlatırken ve hala başucunda ekmekle uyuduğunu ve bir lokma ekmeğin verdiği güveni hiçbir şeyin vermediğini anlattığı videodaki yüz ifadesi, geçip giden onca şeyin, aslında geçip gitmeden bizle çoğu zaman yaşıyor olduğunun derin izlerini taşıyordu.
Bazen öyle acılar yaşar ki birileri ve biz o acının yabancısıyken öyle büyük sözler ederiz ki Rabbimin aynı yerden sınamasından gene Ona sığınırım ancak.
Hani bir söz var ya ”Benim hayatımı yargılamadan önce benim ayakkabılarımı giy ve benim geçtiğim yollardan, sokaklardan geç” diye, emin olalım ki bazı yolları yürümek, hiç te o yollardan geçenler hakkında konuşmak kadar kolay değildir.
Susmak, konuşmaktan zor olsa da, o yolları yürümekten gene de kolaydır…
Ve zaten öyle yada böyle yolun sonu belliyken susabilenlere selam olsun…