17.10.2023 tarihinde Instagram’ da yayınlanmıştır.
Bazı günler yoğun bir başlangıç yapmam gerekiyor güne ve böyle olunca da mesaiye başlamadan önce bir mumumu yakıp buhurdanlığımdan gelen yasemin kokusu eşliğinde camdan hayatın akışını, ağaçların rüzgarla dansını izleyerek, hafif bir müzikle durulmam, sakinleşmem, kendime gelmem gerekiyor.
Camdan bağıran bir anne sesi geliyor;
“Seni bebek arabasıyla okula götüreyim bari” diye iğneli bir tonla. Kız omuz silkiyor. Anne “ bak beni bağırtma, yürü” diyor. Kız yürümek istemeyince anne bağırarak kolundan tutup sürüklüyor. Kız ağlamaya başlıyor “ kucak istiyorum” diye. O zaman nasıl acıdı kalbim. Belliki kaygısı var ama anlatmayı bilmiyor, annesinin yakınlığını istiyor. Annesi bir dursa, bir sorsa, büyüdüğünü ve kucağa alırsa belinin ağrıyacağını söylese,elinden tutmayı teklif etse çözülecek. Bir sorunun çözümünü, duygularını ifade edebilmeyi, karşı tarafı görüp anlamayı ve belki de daha birçok şeyi de beraberinde öğrenecek. Bilalimi okula bıraktığımda da bir baba kızına “okulda ne yiyeceksin” dedi. Çocuk unuttuğu beslenme çantasını hatırladı ve babasına yapıştı, kolundan almaya çalıştı. Baba ısrarla soruyor, çocuk babaya asılıyor. Baba güven demek, sığınak demek. Sorgulama, eleştirme merkezi değil. Çocuk unutabilir, içeri girerken de alacak olabilir, ya da babasının vermesini bekliyor da olabilir. Neden ona beslenme çantasını bile unutan ve sorgulanması gereken suçlu duygusunu hissettiriyoruz. Kapıdan girerken hala hatırlamazsa “ beslenme çantanı ister misin?” demek zor mu? Bazen insan sığınmak istediği insanın yanında her şeyi unutabilir. Biz bile yaparız. Biz kendini yetiştirememiş yetişkinler. Rahat olduğumuz insanın yanında unutmak isteriz dünyayı.
Çocuklarla okula giderken camdan seyrediyoruz sessizce hayatı ki günün stresi, yoğunluğu başlamadan sakinleyelim diye. Dönüşte de açıyoruz müziğimizi ve başlıyoruz birlikte söylemeye ki yüklenen onca şeyi atabilelim diye. Sonra zaten başlıyorlar pıtır pıtır anlatmaya günlerinin nasıl geçtiğini, ben hiç sormadan.
Çocuklar alan istiyorlar, duyulmak dinlenmek istiyorlar, saygı ve güvenli bağ kurmak istiyorlar. Liman gibi olalım, uçsuz denizlere açılsınlar ama yorulunca bize gelsinler istiyorlar. Verin onlara güvenli limanlarını…