19.03.2024 tarihinde Instagram’ da yayınlanmıştır.
Zihin, bilinç, bilinçdışı, irade üzerine okumalar yapıyorum bugünlerde. Hepimiz insanın bir bilinçli yanının bir de bilinçdışının olduğunu biliyoruz. Ama “bu bilinçdışı tam olarak ne?” sorusu benim bugünlerdeki gündemim. Jung ve gölge ile başlayan okumalarımın devamı bu elimdeki kitap.
Kitapta insanı diğer canlılardan ayıranın bilinci olduğu belirtiliyor ve onu farkındalıkla kullanmanın insanı nasıl değiştireceği bilimsel verilerle ve güzel örneklerle anlatılıyor. Bilinçdışı dediğimiz alan biz ilk varolduğumuz andan itibaren sürekli kayıt alan olağanüstü bir harddisk gibi. Biz hiç farkına varmadan o çevremizden sürekli veri topluyor ve bu verilerle analizler yapıyor. Bu verilerin doğruluğunu ya da hatalarını sorgulama şansı yok bilinçdışının. O sürekli kayıt tutan bir donanım. Bilinç bunun bir üst versiyonu ve kendini bilme hali. Ve insanı bir üste taşıyan, diğer canlılarla arasına fark koyan bu halle, ne kadar çok yaşanırsa o kadar çok kendilik farkındalığı ve bunun verdiği esenlik yaşanıyor.
İlk defa araba sürmeyi öğrenen bir insan bunu bilinçdışına atana kadar gözünü, elini, ayağını, zihnini dikkatli kullanması gerekir ve ciddi enerji harcar. Ama bunu uzun zamandır yapan biri, bilinciyle yanındakiyle sohbet ederken bilinçdışıyla farkına bile varmadan uzunca bir yol gidebilir. Hatta bazen dikiz aynasından geriye baktığında geride bıraktıklarını geçerken görmediğinin bile farkına vardığı olur. İnsanın böyle otomatik pilotta yaşadığı anlar çok fazla. Ama yaptığımızın farkındalığı ile anda yaşadığımız zamanlar yaşamanın bir üst versiyonu. Bunu yapabilmenin yolu da asla kendinle inatlaşmak ve kendini buna zorlamak değil. Ya da şu anlatılan bilinç yıkamalar da değil. İnsanın kendisindeki bu iki sistemi iyi tanıması ve ona göre hayatında bunları kullanırken bilinçli anlarını zamanla artırması. Bilinçdışı ulaklarını kontrol etmesi ve seçerek kabul etmesi. Bunu yapabilme yeteneğimizin adı da irade. Yani seçebilme ve seçtiğimizin sorumluluğunu alabilme. Yoksa nehirde sürüklenen bir yaprak gibi bilinçdışımızın, bulunduğu kısıtlı çevreden aldığı ve doğruluğundan emin olmak için sorgulama bile yapamadığı verilerle gelip geçeriz bu dünyadan hiç anlayamadan vesselam