07.06.2022 tarihinde Instagram’ da yayınlanmıştır.
Gelince üst üste gelir ya hep…
Bu ara bir kalbimin olduğunu ve oraya en çok hüznün yakıştığını bütün hücrelerimle hissettiğim zamanlar…
Oysa ben en çok umudu anlatmayı ve umudun sahibini tanıtmayı seviyorum…
Bugün 14 yaşında Suriyeli bir çocuk geldi muayeneye. Gözü şişmişti. “Böcek mi ısırdı bilmiyorum acıyor” dedi.
Anlamaya çalıştığım için birkaç soru sordum ve
“Dün gözüme vurdular ondan mı ki?” dedi.
“Kim, niye vurdu?” dedim.
“Okuldan çocuklar. Hep vuruyorlar. Anneme söz verdim. Ben bir şey yapmıyorum. Biz burada misafiriz diye yapıyorlar. Ben ne yapabilirim ki” dedi…
Ah be çocuk deldin geçtin yüreğimi…
Ben bilirim o istenmeyen, uzun süren misafirlikleri…
Her lokma boğazında düğümlenir, attığın her adımın kaydı tutulur, aldığın her nefesin bile hesabı sorulur…
Ben bilirim o hiçbir yere ait olamamanın acıtmasını…
Bana öyle acı ile bakmamalıydın çocuk…
O gözler gözlerime değip, yüreğimi deşip, canımı aldı ve ben oracıkta o anda öldüm çocuk..
Hiçbir çocuk acıyı öğrenmemeli, hiçbir çocuk yapmadığı günahın bedelini ödememeli…
Hiç bir çocuk gözünde hüzün, dudağında yarım gülümseme ile yere bakarak konuşmamalı…
Sonra demez mi bir de “Benim Türkçem iyi, değil mi abla? Tam anlaşılmıyor benim yabancı olduğum değil mi”
Ahhh o sözde ki sığınma, umut ve tutunma çabası, ah benim küçüğüm…
Sen değil insanlığına yabancı olanlar utanmalı, onlar yere bakarak konuşmalı çocuk… Hatta onlar susmalı…
Biz seninle göğe bakalım çocuk…
Peygamberi üzüp göğe baktıran dünya sana neler neler yapmaz çocuk…
Biz seninle göğe bakıp göğsümüzdeki acıları salalım gitsin…
Biz seninle göğe bakalım…
Yüreği olmayanlar yere baksın. Kafalarını utançlarından onlar kaldıramasın…
Biz seninle göğe bakalım…
Bırakalım gökler taşısın bu acıyı…
Ya Rab genişlet göğsümüzü al bu yüreklerimizdeki acıyı…
Arzın gibi genişlet yüreğimizi de sığalım hepimiz şu üç günlük dünyaya…
Sonsuz merhametinle kuşat gönüllerimizi de bilelim yeniden insan olduğumuzu ve hepimizin bu dünyada misafir olduğunu…
Bize ne oluyor ki biz misafirken, ev sahibi sanıyoruz kendimizi…
Kulluğumuzu unutturma, kendimizi kaybettirme Yarabbi…
Merhametinle hatırlat bize kendini… Gazabından gene sana sığınırız ancak…