20.07.2022 tarihinde Instagram’ da yayınlanmıştır.
İnsan insan deriz ya
Bilir miyiz biz neyiz?
Gelip gidiyoruz ama nedir bizim gayemiz?
Han mı ki bu dünya gelenin geçip gittiği?
Niye gider?
Nereye gider?
Giderken ne bırakır bize?
Doğarken, yaşarken ne anlatır da ölümüyle de ne demek ister?
Herkes bir şey söylemek ister mi gerçekten?
Var mı herkesin bir hikayesi?
Yaşamak bu hikayeyi yazmak mı?
Peki ya ölmek?
Ölmenin de var mı bir hikayesi?
Yaşarken bir duruşu olanın giderken de olmaz mı duruşu?
Yoksa gitmek için durmamak mı gerekir?
Doğum, yaşam ve ölüm hikayelerinden oluşan bir insanı hangi hikayesi anlatır ki?
Gelirken ağlayarak çığlık çığlığa varlığını ispat etmeye çalışan insanoğlu sessiz sedasız yaşayıp sessizce gidebilir mi bu dünyadan?
Ya ölümüyle bilinenler ve ölümüyle iz bırakıp anılanlar?
Var doğum kadar, yaşam kadar ölümün de bir onuru, bir duruşu, bir kıymeti var.
İnsan dediğimiz yıkanan bir beden mi ki o da yakında toprak olacak olan yada mezar taşına kim bilir kimlerin yazacağı üç beş satırdan mı ibaret hayatı?
Nasıl doğdum bilmiyorum.
Bu yaşa nasıl geldim de bilmiyorum.
Sanki karanlık bir ormanda uzaktan görünen bir ışık için hiç düşünmeden sağıma soluma bakmadan koşmuşum da birden durup ben neredeyim nereye geldim nasıl dönerim demişim gibi durdum bakıyorum kimdim kime dönüşüyorum diye…
40lı yaşlar gerçekten ilginç yaşlarmış…
Artık önümde o ışığı görmüyorum. Ne arıyordum, neden koştum hatırlamıyorum. Nerden geldim, nereye gidiyorum hatırlamıyorum. Sadece şimdim var ve onu yaşıyorum.
Bir de ara ara aklıma gelen kaybolmamak için sıkı sıkı tutunduğum hatıralarım…