04.10.2022 tarihinde Instagram’ da yayınlanmıştır.
Bir kan hücresini düşünün.
Kalpten çıktı yola, dolaştı ayaktan başa ve geri döndü en başa.
Geldiği yerle vardığı yer aynı değil aslında kalpte. Farklı odalarında ama gene de kalpte. Döndü evine.
Ama o hücre de aynı hücre değil artık.
Yüklerinin bir kısmını bıraktı ve başka yükler yüklendi.
Ama şöyle bir o hücreye uzaktan bakalım. O dönenceden çıkıp ta uzaktan bakalım. Bedenin dışına çıkıp bakalım mesela. Bedenin bir milim dışına çıkamadı o hücre. Yol aldım sandı. Bir dünya da önemli işler yaptı o yollarda. Ama aynı yerde. Hala ayaklarım adım atmadıkça milim kıpırdamış olmuyor yerinden. Bedenimin sabit durduğu yerde o ne yollar yaparsa yapsın hala aynı yerde.
Acaba biz de dünyada böyle olabilir miyiz?
Düşünsenenize biz de şöyle bir kendimize uzaktan uzaydan baksak, dünyanın içinde dünya ilerlemedikçe biz istersek dünyayı bir uçtan bir uca gidelim uzaydaki o küçücük noktanın içindeyiz.
Ve aynı o kan hücresi gibi yüklerimizi atıp yeni yükler yüklenirken ve değişerek evimize doğru yola devam ederken ama hala da aynı yerdeyken ne için geldiğimizi hatırlıyor muyuz ki?
Yada bu aynadaki güneş burda, aynada mı?
Yoksa gökyüzünde mi?
Yada belki gökyüzündeki de bilmediğimiz bir yerlerden bir şeylerin yansıması mı?
Belki de sadece suretler oyunudur dünya.
Ve bu suretler hiç te öyle sandığımız gibi değildir.
Bütün bu dünya algılarımızı ne belirliyor?
Ne kadarı bizim ve ne kadarı gerçek?
Sahi gerçek var mı?
Yada biz bulabilir miyiz?
Yada hiç soruyor muyuz?
Arıyor muyuz?