23.10.2022 Tarihinde Instagram’ da yayınlanmıştır.
Ah benim huzursuz yüreğim…
Açtırdı bu saatte sandığı,
çıkardı eski mektup kutusunu
ve buldurdu bu yıllar önce sevgiliye boyadığım mendili…
Ne mi arıyorum bu saatte?
Kendimi…
Çocukluğumda ikircikli bir ruhum vardı,
bir türlü anlam veremediğim.
Hoş hala da farklı değilim.
Beden eğitimi öğretmenim bir gün dedi ki
“Arzu, çalışkan öğrencilerin genelde resim, müzik ve bedeni kötü olur. Sen onları da seviyorsun. Nasıl oluyor bu?”
O bilmiyordu benim bu içimde sürekli kavga eden yönlerimi.
Ben ne kadar sayısalcı olsam da vazgeçemezdim diğer tarafımdan.
Resim dersini çok severdim mesela. Resim sergileri gezerdim. Okul sergisine alınan resimlerimin heyecanından günlerce mutluluktan yerimde duramazdım.
Ama işte o zamanlar hayatımı kurtarmak için okumam lazımdı ve böyle mutluluklarımın ertelenmesi gerekirdi.
Almanya’da gene yakaladı beni bu resim sevdam. Her ders çalışma sonrası mola verdiğimde kumaş boyardım. Öyle bilerek değil. Hiç öğrenme şansım da olmamıştı. Kasnak getirdi bir arkadaşım benim için Türkiye’den. Boyalarını aldım hobi dükkanından ve örnek modeller de buldum bir şekilde ve her fırsatta boyadım.
Yüreğim acıdan buz kesmiş ve dilim donmuştu, kelimelerim çıkmıyordu yüreğimden. O yüzden suskun yüreğimle ağlayarak boyardım içimdeki acıları ve böyle bu mendildeki gibi baharlar gelsin, buzlar erisin, çiçekler açsın, meyveye dursun isterdim bütün tohumlar…
Şimdilerde dilim çözülmeye başlamışken ve boyalarla değil de kelimelerle muhabbeti artırmışken, bir hevesle kayıt yaptırdım edebiyat fakültesine.
Ama şimdi gene aynı kaygı düştü içime. Bizim kuşağın hayatı öğrenme şekli, mücadele. Keyifle bir şeyler yapmayı öğrenmeye çalışsam da çok zorlanıyorum.
Şimdi ben performans kaygısı olmadan sevdiğim bir işi tadını çıkararak yapabilecek miyim yoksa gene o eski stresle mi karşılayacağım bu yeni yolumu ve belki de artık stresi istemeyen yüreğim vaz mı geçecek yoksa yürümekten?
Neden ben de rutin bir hayatın korunaklı gölgesinde yaşayıp gidemem de böyle sürekli bir şeyler arar dururum?
Oysa ne kadar çok söylendi bana çocukluğumdan beri rahat durmam ve ben bir türlü duramadım yerimde sakince de buluyorum işte kendime böyle yeni işler…
Ne ola benim bu ömrümün son baharında hala aradığım?