09.08.2023 tarihinde Instagram’ da yayınlanmıştır.
Öyle çok tabularımız, içi boşaltılmış ve silaha dönüşmüş kelimelerimiz, kavramlarımız var ki insan aklından geçirdiğinde bile neredeyse içinden tövbe getiresi geliyor ve kendi kendini susturuyor. Konuşulmayan her konu da yara olarak kalıyor ve sinsi sinsi kanamaya devam ediyor. Oysa insanın kendini bilmesi, anlaması ve iyileşebilmesi yara bile olsa kabulle başlıyor. Örneğin sarışın bir insan, kendisinin sarışın olduğunu bilir, kabul ederse, teninin de güneşe karşı esmerlere göre daha hassas olduğunu bilir ve koruyucu önlemlerini alır. Ancak kendisini tam anlamıyla bilen, ötekini bilebilir ve kendisini eksiğiyle artısıyla bilen bireyler sağlıklı bir toplum inşa edebilir.
Sevmek kadar kutsal bir eylemi yapan insanın, tuvalete gitmek gibi eylemleri yapan da bir tarafı vardır. İnsan etiyle kemiğiyle, ruhuyla insandır. Ne öyle çok yüceltmek ne de öyle çok yermek yakışmaz insanı anlamaya çalışırken. Bir yelpaze gibi iki ayrı uçları olan insan, siyah ve beyaz gibi değildir. Arada onlarca rengi vardır. Hepsi de eksiğiyle, kattığı değerleriyle, tam da olduğu haliyle ayrı bir güzeldir.
Cem Karaca, Barış Manço ile bir konuşmasında “bir Fransız, ben Fransız ve katoliğim diyebiliyorsa ben de, ben Türk ve müslümanım diyebilmeliyim” demişti. Onu dinlediğimde bunu dillendirmekten çekindiğimi anladığım için bir tabuyu yıkmasından dolayı gözümde çok kıymetli olmuştu o davranışı.
Çok tehlikeli sularda geziniyorum biliyorum.
Birlikte yaşamanın gereği herkesin kendisini olduğu gibi bilip kabul etmesi ve karşısındakini de olduğu gibi kabul etmesiyle olabilir. Ne esmerlik benim tercihimdi ne de Türklük. Ama ben esmer, orta boylu, okumayı yazmayı seven, sevgiyi kutsayan bir türküm. Bunların bana kattığı ve benden aldıklarını biliyorum. Ben bunlarla varım. Bana benzeyen ve benden çok farklı insanlarla da birlikte yaşıyorum. Bundan da çok mutlu oluyorum. Ben varlığımla hayata değer katmaya çalışıyorum. Benim hayatıma değer katan ise benim gibi olmayan insanların renkleri. Hepimizin rengi bu dünyaya değer katıyor. Hepimiz birlikte ancak bir bütünü tamamlayabiliyoruz. Birimiz diğerini öteki yapmıyor.
İnsan ancak diğeriyle vardır ve birdir.
Şeyh Edebali’nin duası ile “insana rast gelesiniz”